ENDER GÜZEY
RESSAM, HEYKELTRAŞ
“Hiç vakit kaybetmeden, bu günden itibaren atılan her adımın, yapılan her şeyin, dikilen her ağacın bilinçli ve uzun vadeli planlanarak yapılması gerekir.”
“En kısa zaman da raylı sisteme geçilmesi gerektiğini düşünüyorum Tramvay ring sistemi yarımada için mükemmel bir çözüm.”
Bodrum’da yaşanan yapısal ve kültürel değişim hakkında neler söylemek istersiniz?
Bodrum bizler ve gelecek nesiller için kıymetli bir miras. Bu değerleri korumak ve ortaya çıkartmak için bir sorumluluğumuz var. Burada yaşayan her birey Bodrumlu sayılır. Tüketmek yerine üretmek ve değer katmak için elimizden geleni yapmamızın gerektiğini burada yaşayan, tatil veya iş yapmak üzere buraya gelenler, bilmek durumunda. Bu bilinç olmadığı takdirde, gözümüzün önüne serildiği gibi bütün değerler hızlı bir şekilde yok olur. Kültür ve sanat lafta veya birer sözcük olarak kalmamalı. Altı doldurulmamış “Ani fikirler” estetikten uzak bir manzara yaratır. Örneklerini maalesef bol miktarda görüyoruz. Bu konularda kararlar alınmadan önce uzmanların dinlenmesi gerekir. Umarım sorunuz günün birinde “Kültürel Değişim” olarak değil de, “Kültürsüzlük Değişimi” olarak anılmaz. Gerçeklerin ismi konulmadığı takdirde yanılgı devam eder ve hiçbir şey düzelmez. Yapboz oyunu olmaması için geleceğe yönelik doğru ve kalıcı adımların atılması gerektiğini düşünüyorum. Beş senelik etaplar ve hedeflerden oluşan bir makro plana ihtiyaç var.
Bodrum’da yaşanan nüfus artışı Bodrum’u sizce ne yönde değiştirecektir. Önümüzdeki 10 yılda sizce Bodrum’u neler bekliyor?
Bence bunu görebilmek için aşırı bir kabiliyete gerek yok. Gerçekler ortada: Plansız ve zevksiz bir şehirleşme aldı başını gidiyor. Bodrum’u tanımayan ilk defa buraya gelen yabancı bir gözle Bodruma yaklaşırken gördüklerinizi bir düşünün. Polis veya Jandarma noktasından geçtikten sonra, Güvercinlik’te Bodrum un en nadide koylarından birinde, çarpık ve her estetikten uzak bir gece kondu yapılaşmasının içinden geçerken sağ tarafta ilk dikkatinizi çeken yamaçtaki devasa oteller ve o güzelim adacığın üzerindeki zevksizlik abidesi dev bir kibrit kutusu otel binası. Hadi diyelim burayı geçtiniz. Bir anlık derin bir indigo mavisi deniz size “Hoş geldin…” dediği anda, birde görün ki saç plakalardan oluşan bir kilometrelik paravan bu manzaraya engel oluyor. Ve yolculuğunuz böyle devam ediyor. Yokuş başına geldiniz, sizi kaleyle birlikte muhteşem bir manzara karşılıyor, fakat hemen ardından yol boyu uzanan bir yapı ve diğer marketler size eşlik ediyor. Birçok insanımız bunu gayet normal karşılasa da ben bundan üzüntü duyuyorum.
Bodrum’u bu değişim içinde korumak mümkün olacak mı?
Bu değişimi kabul ederek dur demezsek tabi ki “korumak” mümkün olmayacak. Artık korumak denebilir mi bilmiyorum. Çok şey yok edildi. Ancak temiz bir sayfa açarak başlamak gerekir.
Güzel bir lafımız vardır: “Zararın neresinden dönsen kardır”. Hiç vakit kaybetmeden, bu günden itibaren atılan her adımın, yapılan her şeyin dikilen her ağacın bilinçli ve uzun vadeli planlanarak yapılması gerekir. Bunun tek yolu her alanda uzmanlarla çalışmaktır. Belediyeye burada büyük bir sorumluluk düşüyor. Komisyonların iyi seçilmesi kaçınılmaz. Bildiğim kadarıyla komisyonlar da genellikle meclis üyeleri yer alıyor. Bu tabi ki olabilir. Kendi uzmanlık alanlarında muhakkak doğru kararlar alarak doğru işler yapabilirler. Ancak işin erbabı olmadıkları konularda lütfen uzmanlara danışmayı bilsinler. Kent estetiği, kültür ve sanat alanında çok ciddi yanlışlar yapıldığı ortada. Aynı şekilde sürdürebilir enerji, trafik, çöplerin geri dönüşümü gibi konularda bence Bodrum çok geride kalmış durumda. Yol yapmak ve genişletmek trafiği rahatlatmaz. En kısa zaman da raylı sisteme geçilmesi gerektiğini düşünüyorum Tramvay ring sistemi yarım ada için mükemmel bir çözüm. Biri bana bunun ancak bir milyon nüfustan sonra yapılması gerektiğini söyledi. Çok geç olmaz mı? Çağımızda geçen senelerde olduğu gibi çöp yakmak bir çözüm olabilir mi? Veya neden bütün evlerin çatısında güneş enerji sistemleri yok ta ilkel su ısıtma sistemleri var? Neden yağmur suyu her evde sarnıçlarda depolanmıyor?
Bodrum’da sanatta sürdürülebilirlik nasıl sağlanabilir, bu konuda geliştirdiğiniz çalışmalar var mı?
Ben bir sanatçı olarak kendi imkanlarımla “Ender Güzey Müzesi ARThill” ile elimden geleni yapıyorum. Senede bir planladığım “Tanrıçalar geçidi Festivalini” iki kez gerçekleştirebildim fakat geçen sene pandemi dönemi bunu da engelledi. Bu sene eserlerimden oluşan sergi ile etkinliklerimi devam ettiriyorum. Sanatta sürdürülebilirlik yüksek seviyede etkinliklerle fark yaratarak olur. Amatör zihniyetle yapılan tesadüfi işlerin yararından çok zararı olur. Sanat dekor değildir. Felsefesi olmayan bir iş sanat değildir. Bunu ayırt edebilmek uzmanlık gerektirir. Her branşta olduğu gibi sanat profesyonellik gerektiren bir meslek dalıdır. Bu halkımız arasında genel olarak maalesef anlaşılmış değil. Belki dikkatinizi çekmiştir anketlerde bile ressam ve heykeltraş meslek olarak belirtilmemiştir. Kamusal alana yerleştirilecek her yapıt, sanat eserleri, meydan düzenlemeleri, kamusal binaların mimarisi, aydınlatmalar, kent mobilyaları, çocuk parkları vb. ulusal veya uluslararası yarışmalarla seçilip yapılmalıdır. Her medeni ülkede olduğu gibi kamusal binaların bütçelerinde, inşaat maliyetinin % 2’si sanata ayrılmalı ve bir yarışma ile mimariye entegre edilecek edilen eserler seçilmelidir.
Bodrum’da yaşanan değişime karşı nasıl hazırlıklar yapıyorsunuz? Nüfus artışı ile birlikte yaşanacaklara karşı tavrınız ne olacak?
Bodrum Belediye Başkanlığına gelecek dönem adaylığımı koyarak… Tabi ki Şaka...
Bodrum’un geleceğine yönelik politikalarınız ve planlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Aklımda hep şu var: Bodrum dünyanın 7 markasından birine sahip: “Mozole” neden bunun reklamı yapılmaz? Bence bir yarışma açılarak Bodruma MOZOLE konulu bir Logo tasarlanmalı ve tüm tanıtımlarda: Mozolenin dünyanın yedi harikasından birinin Bodrum’da olduğu vurgulanmalı. Şu an Bodrum Logosunda Amfora ve Kale var bunlar tüm Akdeniz ülkelerinde olan şeyler. Ancak bir tane Mozole var. Bunun değerlendirilmesi şart. Bence Mozole Repliği orijinal boyutlarında, Bodrum’a denizden gelirken ve karadan yokuş başına gelince dört bir yanından, uzaktan bile görünür bir yere inşa edilmeli ve içinde geçmiş ile günümüzün sanatını buluşturma adına bir arkeoloji ve çağdaş sanat müzesi barındırmalı. Düşlediğim en doğru yer Bodrumun girişinin solundaki tepe olurdu.
Bundan 25-30 yıl sonra Bodrum sizce nasıl olacak?
Umarım o günlere kadar her daim doğru adımlar atılır ve tam yaşanılacak, herkesin gıpta edeceği bir Bodrum olur.