Aydın AYAYDIN
Bodrum Gulet’i tarih mi oluyor?
02 Eylül 2009 Çarşamba

3 bin kişiye iş veren, 500 milyon dolarlık gelir yaratan Bodrum Gulet'lerinin üreticileri zora düştü. Bir süre öncesine kadar 40 tersane varken yüzde 90'ı kapandı. Çalışan sayısı 3 binden 250'ye kadar düştü. Maliye'nin de vergi kıskacına aldığı gulet yapımcıları, bir de sahiline göz diken turizmcilerle uğraşıyor

Bodrum tersanelerinde Bodrum guleti, ayna kıç ve diğer her türlü tekne imalatı yapan 40 adet tersane vardı. Bu tersanelerde çalışan sayısı ise 3 bini geçiyordu. Ancak ekonomik kriz yat üretimi yapan bu sektörü de vurdu. Yüzde 90'ı yabancı, yüzde 10'u yerli olan müşteriler yeni sipariş vermedikleri gibi daha önce verdikleri siparişleri de iptal ettirdiler.

Yat üretimi yapan firmalar, nasıl olsa kriz gelip geçicidir diye, elinde avucunda ne varsa işletmelerine sermaye olarak koymalarına rağmen, sektörde kriz derinleştikçe derinleşti ve bu sektörü adeta yerle bir etti. Firmaların yüze 80'i kapılarına kilit vurdu. Elindeki siparişleri bitirmeye çalışan bir kaçı ise can çekişmeye devam ediyor. Sektörde çalışan 3 bin kişiden 2 bin 750'si işlerini kaybetti.

Borum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Kocadon, Yat İmalatçıları Derneği Kurucu Başkanı Mustafa Öztalay, Dernek Başkanı Erdem Ağan, Ticaret Odası Meslek Grubu Başkanı Ali İhsan Tutam ve diğer üreticilerle yarım kalan teknelerin bulunduğu tersanelerde bir araya geldik. Yat ve tekne üreticileri sorunlarını anlatırken gözlerinin yaşardığına ve boğazlarının düğümlendiğine bizzat tanık oldum. Kolay değil, 1972 yılından beri faaliyette bulunan yat üreticileri bugüne kadar sektörde 3 bin kişiye doğrudan, 12 bin kişiye de dolaylı olarak iş ve aş veriyordu. Bodrum ve ülke ekonomisine yılda 500 milyon dolardan fazla döviz girişi sağladıkları gibi Bodrum"un adı ile anılan guletlerle bir dünya markası yaratıyorlardı.

500 bin $'dan 110 bine

Bodrum tersanesindebu yıla kadar yılda 60'ın üzerinde tekne imal edilirdi. Bu tekneler 15 metreden başlar 50 metre uzunluğa kadar çıkardı. Ahşap, ahşap+saç, saç ve fiber malzemeden yapılan teknelerin fiyatı ise 300 bin euro ile 5 milyon euro arasında değişirdi. Dünyanın bir başka bölgesinde, bu kadar kayıtlı ahşap tekne ve imalathane herhalde yoktur. Özellikle Bodrum Guleti, hem ülkemizde, hem de yurt dışında aranılan bir marka olmuştur.

Ancak krizle birlikte yeni sipariş alamadıkları gibi bir de üretim belli bir seviyeye gelmişken sipariş iptalleri oldu. Bu durum tersanedeki üreticileri öylesine zor durumda bıraktı ki normal zamanda fiyatı 500 bin dolar olması gereken 15 metrelik bir tekne 110 bin dolara satılmak zorunda kaldı.

***

Hazine"den tahsis alan turizmci gözünü tersanelerimize dikti

Yat imalatçılarının sorunları bitmiyor, devam ediyorlar anlatmaya: “Sadece kriz ile uğraşmıyoruz. Bir de bizim bu yerlerimize göz koydular, 1972 yılından beri burada yat ve tekne imal ediyoruz. İmar planlarında bu alan yat imalatı ve çekek yeri olarak görünüyordu. Ne olduysa Muğla Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu"nun 29 Ocak 2001 tarihli kararı ile oldu. Bu karara göre, bulunduğumuz alan ve hemen arkamızda yolun üst tarafında bulunan Hazine"ye ait araziler 1. derece doğal sit alanı ilan edildi. Aynı kurul bu kez ne döndüyse 15 Ağustos 2001'de bu alanı bu kez bir önceki kararına aykırı olarak 2. derece sit alanına çevirdi. Bu 8 aylık süre içinde hemen arkamızda bulunan Hazine arazileri 3 ayrı turizm yatırımcısına turizm alanı olarak tahsis edildi. Bu firmalar Hazineden bu tahsisleri alır almaz ne hikmetse Muğla Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu 1. derece doğal sit alanından 2. dereceye geçiş yaptı. Böylelikle bu turizmcilerin koca koca dev oteller yapmalarına imkan yaratıldı. Şimdi de gözlerini bizim yerlerimize diktiler ve burayı da otellerine plaj yapmayı hedefliyorlar.

1985 yılında Rahmetli Özal'ın çıkardığı bir af yasası ile işletmelerimize yeminli teknik büroların hazırladığı raporlar ile ruhsatlarımız verilmişti. Şimdi bu ruhsatlarımızı geçersiz kabul ediyorlar ve bize diyorlar ki "ya belediyeden yeni ruhsat alacaksınız, ya da burada size tekne imalatı yaptırmayız". Ulaştırma Bakanlığı Denizcilik Müsteşarlığı 2010 yılına kadar bize süre verdi. Bu süre içinde yapı kullanma belgesi ile başvurup izin belgesi alamazsak "tekne inşa etme" belgesi Müsteşarlıkça bize verilmezse burası tarihe karışacak. Belediyeye ruhsat almaya gidiyoruz. Muğla Anıtlar Kurulu"nun bunlara yapı kullanma belgesi vermeyin talimatı ile karşılaşıyoruz. Anıtlar Kurulu"nun bu kararı üzerine bize yapı kullanma belgesi verilmiyor, Bu belgeyi de alamayınca Denizcilik Müsteşarlığı"ndan "tekne inşa etme" belgesini alamıyoruz.”

***

Belediye Başkanı Kocadon: Bodrumlu olarak çok üzülüyorum

Yat imalatçılarının bu sorunlarını Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Kocadon ile birlikte dinledikten sonra Mahmut Kocadon'un kardeşi Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'u telefonla arayıp görüştüm.

Kocadon, tersane bölgesindeki imalatçıların sorunlarından haberdar olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Evet, 1972 yılından beri yat imalatçıları orada kendi mülkleri üzerinde üretimini sürdürüyorlar. Bu firmaların büyük çoğunluğu 1985 yılında Özal Hükümeti döneminde çıkarılan bir kanundan faydalanmış ve yeminli teknik bürolar tarafından hazırlanan projeler üzerinden ruhsatlandırmalarını yapmış. Bazı firmalar ise bu tarihten sonra faaliyete geçtiğinden ruhsatsız durumda. Ancak Muğla Kültür ve Tabiat Kurulu Kararı gereğince buradaki atölyelere yapı kullanma belgesi veremiyoruz. Bu karar yürürlükte olduğu sürece de vermemiz mümkün değil. Bir mağduriyet var ancak belediye olarak bizim yapacağımız fazlaca bir şey yok. Ya Muğla Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu bu kararını değiştirecek, ya da Denizcilik Müsteşarlığı ilgili yönetmeliğinde değişiklik yaparak, tekne imal etme belgesi için yapı kullanma belgesi aranmasını zorunlu kılmayacak. Bunun dışında gerçekten bir dünya markası haline gelen Bodrum Guleti imalatçıları yok olup gidecekler. Buna bırakın Belediye Başkanı olarak bir Bodrumlu olarak çok üzülüyorum.”

***

Vergi borcu yüzünden bağlanan tekneler

Yat imalatçıları ile sohbet ederken hemen karşıda yan yana dizilmiş 6 adet guletin bağlı olduğunu görünce Dernek Başkanı Erdem Ağan'a, “İş mi yok bu tekneler yan yana demirlemiş” diye sordum başka büyük bir sorunun varlığına tanık oldu. Karşımda oturan biri, ağlamaklı bir sesle, “O teknelerden birisi benim” diyerek, başladı anlatmaya: “Kriz oldu, mavi yolculuk müşterimiz azaldı. Çalıştık çabaladık ancak vergi ve SSK borcumuzu ödeyemedik. Vergi dairesi vergi borcumuzdan dolayı teknemizi bağladı ve satışa çıkardı. Oysa bu tekneler burada bağlı kalacağına bizde kalsaydı, müşteri bulup para kazansak vergi dairesine yavaş yavaş ödeseydik fena mı olurdu? Devlet baba bunu bile bize çok gördü, ekmek teknemizi elimizden alıp gördüğünüz gibi bağladı. Allah vere hiç fiyatına haraç mezat satacak.”