Hipokrat'tan Sağlık Tanrısına, Asklepion'dan Bodrum'a...
Arkeolog Haluk Yalçınkaya anlatıyor
Türkiye'de arkeoloji alanına büyük emekler vermiş, birçok müzenin kuruluşuna öncülük etmiş arkeolog Haluk Yalçınkaya ile antik çağlardan bugüne, Bodrum'u da içine alan bölgedeki dünyanın en önemli sağlık merkezlerini konuştuk.
Arkeolog Yalçınkaya; sağlık tanrısı Asklepios'tan adını alan, antik çağda sağlık merkezi, hastane olarak geçen Asklepion'dan Hipokrat'a ve Bodrum'a uzanan tarihsel süreçte Bodrum (Halikarnassos), Kos, (İstanköy) ve Knidos (Datça) üçgeninin, dünyada ruh sağlığına ve çeşitli hastalıklara en iyi gelen yerler olduğunu aktarıyor. Karaada'daki karstik kaynaklardan yüzeye çıkan şifalı su ve çamurlardan, İçmeler'de yerin altından süzülen ve asırlar öncesinde Afrika'dan Mısır'dan çok sayıda hastanın ihracat gemileriyle bölgemize iyileşmek üzere gelip gittiğini ve bir nevi Bodrum'da sağlık turizminin temellerinin asırlar öncesinden atıldığını da aktarıyor.
“Bodrum'da da benim araştırmalarıma göre bir Asklepion binası var ama yerini ve sınırlarını tam olarak tespit etmek mümkün değil şu an. Çünkü üzerinde büyük yapılar var”
Bize Hipokrat'ın Bodrum ile olan bağlantısından bahseder misiniz? Bodrum'da bir tıbbi bahçesi olduğu doğru mu?
Bodrum'da Hipokrat'ın Gerence'yi geçince sunağı vardır. Şu anda özel hastanenin olduğu çevre ve belediye binasının arkasındaki bölge Antik Yunandaki adıyla “Asklepion” yani hastanedir. Asklepios, sağlık tanrısı demektir Yunanlılarda, Asklepion adını o tanrıdan alır. Burada, Bodrum'daki Asklepion'da aynı zamanda bitki de yetiştiriliyor. Dünyada üç büyük Asklepion var. Birincisi Hipokrat'ın Kos'taki (İstanköy'deki) yeri, ikincisi Bergama'daki, üçüncüsü de Yunanistan'daki Epidauros'ta. Epidaros'un halkı Anadolu'dan gitmişler oraya. Yani hepsi Anadolu kökenliler aslında. Orta Asya ile buranın büyük bir bağlantısı var tıp konusunda ancak bunlar tam olarak araştırılmamış. Bodrum'da da benim araştırmalarıma göre bir Asklepion binası var ama yerini ve sınırlarını tam olarak tespit etmek mümkün değil şu an. Çünkü üzerinde büyük yapılar var.
“Dünyanın ruh sağılığına en iyi gelen yer de işte bu üçgendir: İstanköy, Knidos ve Bodrum...”
Sizce Bodrum coğrafi yapısı nedeniyle şifalı mı? Buranın güneşi, havası, suyu, bitkileri iyileştirici mi?
Dünyada ruh sağlığına en iyi gelen yerlerden birisi Bodrum yarımadasındaki Koyunbaba ile Turgutreis Feneri arasında kalan kısımdır ve Knidos burnu (Datça) ile karşıdaki İstanköy arasında bulunan kısımdır. Antik çağda günümüzdeki gibi ameliyatlar, cerrahi müdahaleler yoktu tabii. Peki, Hipokrat nasıl tedavi ediyor? Müzik, telkin, spor açık havada, ot, su... İşte su, Karadada'da su, karşı tarafta su. Dünyanın ruh sağılığına en iyi gelen yer de işte bu üçgendir: İstanköy, Knidos ve Bodrum. Antik çağda ameliyat edecek kadar tıp ileride olmadığına göre bunlar tesadüf değil. Bodrum'un iklimsel yapısı elbette çok önemli bir etkendir. Bitki biliminin gelişmiş olması da büyük bir etken ki Türklerdeki otacılık da bunun en güzel örneğidir. Türklerde, Şaman geleneklerinde otacılık çok önemlidir. Tıp ile eşdeğerdir o yıllarda.
Bodrum'a sürgüne gönderilerek ölüme terkedilenlerin zamanla iyileştikleri söyleniyor, bu bir efsane mi?
Yakın zamanımızdaki Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı da onlardan bir tanesidir. Burada, doğanın içinde, yaşamına yaşam katmıştır Cevat Şakir.
Bodrum'daki Karaada'nın romatizma ve İçmeler'in ise mide hastalıklarına iyi geldiği söylenir. Buralar tarih boyunca sağlık amaçlı kullanıldı mı? Hipokrat bu bölgelerde yaşamış mıdır?
Karaada'da iki mağara vardır; birincisi, 1. Dünya Harbi yıllarında çökmüş ve içindeki bir genç kızımız da ölmüş. Hemen şu andaki mevcut mağaranın İstanköy tarafına bakan kısmında bulunuyor. İki mağaradan birisi çökmüş öbürü ise duruyor. Aslında Poyraz liman tarafında da suyun girdiği bir mağara var. Bir mağaradan girip adanın diğer tarafından da aslında çıkılabiliyor. Orada bulunan su da son derece iyi, şifalı, romatizmalı hastalıklara iyi gelen bir su. Kükürtlü bir su ve kemik hastalarına da iyi geliyor. Tahlilleri de yapıldı hatta suyun. Bir de çamur var ki o da çok şifalıdır. Çamuru da yüzünüze sürdüğünüz zaman yüzü gerginleştirir ve kırışıklara da iyi gelir. Çamurun bu denli işe yaramasının nedeni de orada kızıl toprağın bulunmasıdır. Çünkü adanın bir tarafı karstik araziden oluşuyor ve rengi kırmızı. Kızıl toprak deniliyor bu yüzden. Kayalar arasından suyun getirdiği, oraya sıvadığı ve volkanların aşağıdan çıkartıp getirdiği materyallerden meydana gelen bir toprak ve çamur. Çok kullanıldığı için de çok az kalmıştı.
“Sağlık turizminin dünyadaki asıl merkezi burası.”
İçmeler'de ise -şu anda tersanelerin olduğu bölge- suyun içinden çıkan bir kaynayan su var, Tavşan Burnu'nun olduğu bölgede. Suyun içinde hala kaynar o su. Evvelden tabi malum hastane, doktor yok burada. Bodrum yarımadası insanları, özellikle de pazar günleri incirlere ben düşme mevsiminde buraya gelerek o sudan içerlermiş. Yedikleri şey su halinde çıkmaya başlayıncaya dek içerlermiş. Ondan sonra da mide hastalıklar geçer iyileşirlermiş. Gerek Karaada'ya gerek İçmeler'e hastalar, evvelden bölgeden incir, zeytin ve nar gibi -mesela Knidos soğanı da eskiden çok meşhurmuş- ürünlerin Güney Afrika'ya Mısır'a kadar ihracatı yapılırmış. Bu sırasında Bodrum bölgesinde tedavi olan hastalar memleketlerine geri götürülüyorlarmış. Yine bu ihracat tekneleri dönüşte de hasta olan kişileri iyileşmeleri için buraya getirirlermiş. İyileşince de yine bir ihracat sırasında memleketlerine bırakılırlarmış. Sağlık turizmi Bodrum'da, dolayısıyla çok uzun yıllar öncesinde yapılıyormuş. Bunu kaç defadır anlatıyorum ki, yıllardır da bunun peşindeyiz ancak artık nefesim tükendi. Kimseye duyuramadım sesimi şimdiye kadar. Sağlık turizminin dünyadaki asıl merkezi burası. Burayı dünya tıp merkezi, dünya dalış merkezi yapacaktık. Üniversite içinde bölüm kuruldu, sualtı bölümü kuruldu. Her şeyimiz kuruldu ama olduğu gibi de kaldı. Sene 1999'du o yıllarda. 16 – 17 sene geçmiş bu güne kadar ve her şey durdu.
"Bugüne kadar arkeoloji alanında bodrum ile ilgili söylenmemiş bir şey var mı sizce? Varsa nedir?
Burası dünyada ruh sağılığı için en iyi olan yer ancak bizler koyları bir sürü yapıyla dolduruyoruz. Buralara hastane, tıp merkezi veya rehabilitasyon merkezleri kuracağımız yerde ikinci konutlarla dolduruyoruz buraları. Bodrum, Karaada tekrar dünya tıp merkezi halini alabilir. Ve sonuç olarak burası, böyle bir sürü evlerle dolmaz, onun yerine hastaneler olur,butik az katlı sağlık otelleri olur veya treaking yapacağınız, yürüyüş yapacağınız alanlar olur.