Dünya'da “biz bilinci”ni oluşturmamız, geliştirmemiz gerekiyor. Diplomatımızı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, müteahhidimiz Sibirya'da, yöneticimiz Coca-Cola'da, bürokratımız İslâm Konferansı'nda, Edebiyatçımız Nobel Akademisi'nde... Bundan sonra bu örnekleri daha da artırabilmek ve her alanda daha etkin olabilmek için, “biz bilinci” Gerekiyor. Bunun yolu da üç adımda sağlanabilir; Etkin Koordinasyon ve Güçlü işbirliği, Ortak Gündem, Ortak Akıl ve Profesyonelleri desteklemek.
TOBB Nisan ayında önemli bir etkinliği başlatıyor ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ve DEIK ile birlikte 10-11Nisan tarihlerinde dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren Türk girişimcilerini tek bir şemsiye altında buluşturmayı hedefleyen İstanbul'da Dünya Türk Girişimciler Kurultay'ını topluyor. Kurultay sloganımız“Küresel Güç Türkiye!”. Türkiye'nin küresel bir güç olabilmesi için tüm kaynaklarını seferber etmesi gerekiyor.
Son on yılda Yükselen Güçler; Hindistan, Çin, İsrail gibi ülkeler tümü kendi sınırları dışında yaşayan diasporalarını, Anavatan'da toplayarak bir eşgüdüm yaratmaya çalışıyor.
Bizim de milyonlarca soydaşımız yurt dışında yaşıyor, çalışıyor. Bazı ülkelerde dördüncü nesil iş hayatına girmeye başladı. Dedesi Almanca, Flemenkçe, Fransızca, İngilizce konuşan Türk torunlar artık üniversiteye gidiyor.
Bu girişime başlamadan önce yaptığımız bir araştırma bu girişime olan ihtiyaca işaret etti. Bu kapsamda “Yurtdışında yerleşik Türk girişimcileri birbirine destek olarak işbirliği fırsatlarını değerlendirebiliyor mu” şeklinde
yönelttiğimiz bir soruya verilen cevapların yüzde 54'ü “Hayır, dağınık bir görünüm sergiliyor, ortak hareket edemiyoruz” şeklindeydi. Diğer bir sorumuz “Türk lobisinin yurtdışında yeterince etkin olduğuna inanıyor musunuz” idi ve gelen cevapların yüzde 78'i “Hayır, Türk lobisi henüz yeterince güce ve etkinliğe sahip değil” olarak gerçekleşti.
Oysa bu alanda müthiş bir potansiyele sahibiz. 2020 yılında AB içindeki Türk kökenlilerin sayısı sekiz milyon sınırını aşacak. Avrupa'daki Türk girişimcilerinin toplam sayısı 120 binden fazla. 2015 yılında 160 bin, 2023 yılında 200 bin Türk girişimci Avrupa'da faaliyet gösteriyor olacak.
Böylece Cumhuriyet'in kuruluşundan yüz yıl sonra Avrupa'da ilk defa 115 ayrı sektörde bir milyonun üzerinde insana iş sahası sağlayan bir Türk girişimci varlığından söz edeceğiz. Sadece Almanya'da Türk girişimcilerin 2007 yılındaki sekiz milyarlık toplam yatırım hacimleri 2020 yılında 18 milyar Euro´ya ve 32,7 milyar Euro'luk ciroları 70 milyar Euro´ya yükselecektir. AB genelinde ise toplam ciro 90 milyar Euro ve yatırım hacmi 25 milyar Euro seviyesine erişecek.
Beklentimiz dünyanın farklı ülkelerindeki Türk girişimcilerin ilk etapta birbirinden yeteri kadar haberdar olabilmesi. Yurt dışındaki Türk girişimcilere baktığımızda Türkiye'deki kadar bile bir ortaklık kültürünün olmadığını görüyoruz. Koşullar orada çok daha zor. Genellikle tek başlarına çalışıyorlar. Yüz binlerce Türk dünyanın dört bir yanında iş yapıyor ama hâl böyle olunca yeterli büyüklüklerde ölçeğe kavuşamıyorlar. Oysa bugünün dünyasında ölçeği büyütmek şart.
Biz bu süreci hızlandırmak istiyoruz. Bir örnek vermek gerekirse Güney Afrika'daki girişimcimizin hemen komşu ülke Botswana'da bir Türk girişimci varsa onunla da bağlantısı olsun istiyoruz. Finlandiya'daki bir girişimcimiz Rusya'daki Türk'le de iş yapmalı. Biri Amerika'da halı satıyorsa Singapur'da halı satanı bilmeli. Birisi, A ülkesinde finansal danışmanlık hizmeti veriyorsa, o ülkede danışmanlığa ihtiyacı olan Türkler onun müşterisi olmalı. Bu zincir güçlenmeli. Bu yüzden Türk girişimciler dünyanın dört bir yanında birbiriyle haberdar olmalı.
İnsan ne zaman güçlü olduğunu hisseder? Yalnız olmadığını hissettiği anda.İşte biz de girişimcilerimize şunu göstereceğiz: Bakın eksi 45 derecede Sibirya'da gökdelen, artı 45 derecede Sudan'da Nil Nehri'nin üzerine yüzlerce metrelik köprüyü inşa ettiniz; Güney yarım kürenin en ucunda Güney Afrika'da battaniye fabrikası kurdunuz, kuzey yarım kürenin en ucunda Kuzey İrlanda'da en güzel restoranları açtınız. Tezgâhtarlıktan, işportacılıktan CEO'luklara yükseldiniz. Avrupa 115 ayrı sektörde başarılı bir şekilde faaliyet gösteriyorsunuz. Bunları siz yaptınız... Başkası değil... İçinizdeki müteşebbis ruh tek sermayeniz.
Dünyada “biz bilinci”ni oluşturmamız, geliştirmemiz gerekiyor. Diplomatımız Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, müteahhidimiz Sibirya'da, yöneticimiz Coca-Cola'da, bürokratımız İslâm Konferansı'nda, edebiyatçımız Nobel Akademisi'nde... Bundan sonra bu örnekleri daha da artırabilmek ve her alanda daha etkin olabilmek için: “biz bilinci” gerekiyor. Bunun yolu da üç adımda sağlanabilir; Etkin Koordinasyon ve Güçlü İşbirliği, Ortak Gündem, Ortak Akıl ve Profesyonelleri Desteklemek
Bu platform, ne kadar etkili hale gelirse yurtdışındaki etkinliğimiz ve marka değerimiz o kadar artar. Zira şirketler gibi ülkeler de bir markadır. Nasıl şirketler marka değerini artırmak için uğraşıyorsa, bizler de ülkemizin marka değerini artırmak için bu etkinliği yapmak istiyoruz. Marka değerimiz artarsa, ülkemizin milli geliri, şirketlerimizin kazancı artar. Türkiye markasının güçlenmesi için gidecek çok yolumuz, yapacak çok işimiz var. Bunun sihirli formülü ise tek vücut halinde güç birliği yapmaktır.
Dünyada önceleri sadece iş adamlarımız faaliyet gösterirken şimdi profesyonellerimiz de yükseliyorlar. Türkiye'nin büyük bir iç pazar olduğu konularda görev alan Türkler hızla yükselmeye başladı. İlaç sektöründen, gazlı içeceklere, lojistikten bankacılığa her alana yayıldı. Neden? Çünkü çok iyi eğitimliler. Şartların hızla değiştiği bir Türkiye'de büyümüşler. Yeniliğin, esnekliğin ne olduğunu iyi biliyorlar. Cesur ve hırslılar. Yaşlanan Avrupa'daki bu Türkler'in ön plana çıkması zaten kaçınılmazdı. Bu süreç başladı Daha da hızlanacak.
İşte, girişimcisiyle, profesyoneliyle Türkiye'nin “Küresel Bir Güç” olması için devletimizin ve özel sektörümüzün işbirliğiyle, eşgüdümle, ortak akıl ve iradeyle yürüttüğü çalışmaların meyvesi olan bu etkinliğe, başta yurt dışındakiler olmak üzere tüm girişimcileri, profesyonelleri, akademisyenleri davet ediyorum.